dc.contributor.advisor | Sert, Olcay | |
dc.contributor.author | Duran, Derya | |
dc.date.accessioned | 2022-05-27T11:52:32Z | |
dc.date.issued | 2017 | |
dc.date.submitted | 2017 | |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/26224 | |
dc.description.abstract | This study investigates student-initiated questions in English as a medium of
instruction (EMI) interaction in a higher education setting. Although there is a
growing body of research on EMI, classroom interactions occurring in this
institutional setting are still underinvestigated. Considering the importance of
learner-generated questions, which can promote autonomous inquiry-based
learning as well as be diagnostic of students’ learning in content-based classrooms,
no study has been found conducted on the phenomenon at hand in full EMI settings.
Motivated by this research gap, the current study seeks to understand how
participants initiate and handle knowledge gaps. It particularly focuses on the
instances where student-initiated questions are constructed and managed by the
students and the teacher, respectively. More specific research questions concern
what the distinctive features of these learner-generated questions are and what kind
of interactional resources participants use in the instances of knowledge gaps. The
data for this study comprise video data recorded in twelve weeks with three
cameras. The data come from a corpus of 30 hours of video-recorded interaction in
two content classrooms at an EMI university in Turkey. The participants (n=78) are
fourth year undergraduate students in the Faculty of Education. This study adopts
the conversation analysis methodology. The data were transcribed and analyzed
with a special focus on student-initiated question episodes, and interactions were
examined with particular attention to various interactional resources such as
language use, body orientation, gesture, gaze and instructional materials. The
findings of the study include three categories of student-initiated questions, namely
(1) procedural and task-related questions, (2) content-related questions, and (3)
terminology-related questions. First category of questions reveals that although
English is the institutionally-assigned classroom language, students navigate
classroom language norms by switching between L1 (Turkish) and L2 (English). The
findings also shed light on the teacher’s divergent treatment of L1 initiations in taskoriented and whole-classroom interaction modes in terms of both language choice
viii
and the interactional resources utilized to resolve the problems. Second category of
questions demonstrates that the normative language in pursuits of resolving
content-related knowledge gap is L2 and students can handle quite complex
professional issues using L2, which relates to the specific EMI context. More
specifically, content-related questions address issues including practical concerns,
guidelines for conduct, and ways of handling specific situations. Most notably, these
questions are mainly designed in multi-unit questioning turns which do not come
straightforwardly as the other two categories of questions do. Third category of
questions shows that students resolve their knowledge gaps (1) by proposing an
understanding in L1 and (2) by engaging in meaning negotiation between two
terminology-related items. The first case demonstrates that the use of living
language norms is a complex process, thereby unveiling the institutional fingerprints
of EMI interaction, in which there is a shared language (L1) available to all
participants. In the second case, students indicate their epistemic access to the
domain following the teacher’s turn by displaying understanding through providing
some analysis of the information, which points that there is a clear orientation by
students towards engaging in internalizing the meanings of lexical items through
demonstration-of-(mis)understanding turns. The study has several implications for
research on interactional repertoires and student agency in EMI and bilingual
classrooms, and feeds into the growing body of research on L1 use in L2
classrooms, as well. Overall, this study contributes to the field of conversation
analysis in general and to research on learner initiatives in EMI interaction in
particular. | tr_TR |
dc.language.iso | en | tr_TR |
dc.publisher | Eğitim Bilimleri Enstitüsü | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | Conversation analysis | tr_TR |
dc.subject | Student-initiated questions, | tr_TR |
dc.subject | English as a medium of instruction, | tr_TR |
dc.subject | Higher education | tr_TR |
dc.subject | Use of bilingual resources | tr_TR |
dc.subject | Classroom interaction | tr_TR |
dc.subject | Konuşma çözümlemesi | tr_TR |
dc.subject | Öğrenci başlatımlı sorular | tr_TR |
dc.subject | Öğretim dili olarak İngilizce | tr_TR |
dc.subject | Yüksek öğretim kurumu | tr_TR |
dc.subject | İki dilli kaynakların kullanımı | tr_TR |
dc.subject | Sınıf içi etkileşim | tr_TR |
dc.subject.lcsh | İngiliz dili | tr_TR |
dc.title | Student-Initiated Questions in English as a Medium of Instruction Classrooms in a Turkish Higher Education Setting | tr_TR |
dc.title.alternative | Bir Türk Yüksek Öğretim Kurumunda İngilizcenin Öğretim Dili Olarak Kullanıldığı Sınıflarda Öğrenci Başlatımlı Sorular | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/doctoralThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | Bu çalışma İngilizcenin öğretim dili olarak kullanıldığı bir öğretim kurumunda
öğrenciler tarafından başlatılan soruları araştırmaktadır. İngilizcenin öğretim dili
olarak kullanılması üzerine sürekli artan bir araştırma olmasına rağmen, bu
kurumsal ortamda gerçekleşen sınıf içi etkileşim üzerine gerçekleştirilen
araştırmalar yetersizdir. Öğrencilerin öğrenmesi konusunda tanılayıcı olmakla
birlikte otonom sorgulamaya dayalı öğrenmeyi geliştiren öğrenciler tarafından
oluşturulan soruların önemi içerik bazlı sınıflarda dikkate alındığında, İngilizcenin
tüm kademelerde öğretim dili olarak kullanıldığı ortamlarda ele alınan konu üzerine
bir çalışma yapılmadığı görülmüştür. Bu araştırma eksikliğinden hareketle, mevcut
çalışma, katılımcıların bilgi boşluklarını nasıl başlattıklarını ve bu boşluklara nasıl
müdahale ettiklerini anlamaya çalışmaktadır. Çalışma bilhassa öğrencilerin kendileri
tarafından başlatılan soruları nasıl oluşturduğunu ve bu soruların öğretmen
tarafından nasıl çözüldüğüne odaklanmaktadır. Spesifik araştırma soruları
öğrenciler tarafından sorulan soruların ayırt edici özelliklerini ve katılımcıların bilgi
boşlukları durumunda ne tür etkileşimsel kaynakları kullandıklarını irdelemektedir.
Bu çalışmada kullanılan veri, 12 hafta boyunca üç kamerayla elde edilen video
kayıtlarından oluşmaktadır. Söz konusu veri, Türkiye’de İngilizcenin öğretim dili
olarak kullanıldığı bir üniversitede iki içerik sınıfından toplanan toplam 30 saatlik
video kayıtlı etkileşimden gelmektedir. Katılımcılar (sayı=78) Eğitim Fakültesi’nde 4.
sınıf lisans öğrencileridir. Bu çalışma, konuşma çözümlemesi yöntembilimini
kullanmaktadır. Veri, öğrenciler tarafından başlatılan sorular bölümüne odaklanarak
çevriyazılmış ve analiz edilmiştir. Ayrıca iletişimler, dil kullanımı, vücut yönelimi, elkol hareketi ve öğretim malzemeleri gibi çeşitli etkileşimsel kaynaklara dikkat
edilerek incelenmiştir. Çalışmanın bulguları, öğrenciler tarafından başlatılan soruları
(1) yönetsel ve görev-ilişkin sorular, (2) içerik-ilişkin sorular ve (3) terminoloji-ilişkin
sorular olarak üç kategoride toplamıştır. İlk soru kategorisi göstermiştir ki İngilizce
kurumsal olarak seçilmiş sınıf dili olmasına rağmen, öğrenciler ilk dil (Türkçe) ve
ikinci dil (İngilizce) arasında gidip gelerek sınıf içi dil normlarında geçişler
x
yapmaktadır. Bulgular ayrıca öğretmenin, görev odaklı ve tüm-sınıf iletişim
modunda Türkçe’nin kullanılması durumlarında bilgi boşluğunu çözmek için hem dil
seçimi hem de etkileşimsel kaynaklar bağlamında ayrı uygulamalar içinde olduğuna
ışık tutmaktadır. İkinci kategori sorular, içerik-ilişkin bilgi boşluklarının çözümünde
normatif dilin İngilizce olduğunu ve öğrencilerin İngilizceyi kullanarak oldukça
karmaşık profesyonel konuları ele aldıklarını göstermiştir; ki bu da İngilizcenin
öğretim dili olarak kullanıldığı ortamların kendine özgü özelliğiyle ilgilidir. Daha
belirgin ifadeyle, içerik-ilişkin sorular uygulamalı meseleler, rehberlik için temel
ilkeler ve özel durumlarla baş etme yolları gibi konulara değinmiştir. En dikkat çeken
nokta ise, bu soruların çoğunlukla diğer iki kategorideki soruların aksine
dolambaçsız gelmemesi ve çoklu birim soru dizininden oluşmasıdır. Üçüncü
kategori sorular, öğrencilerin (1) Türkçe’de bir anlama/kavrayış sunarak ve (2) iki
terminoloji-ilişkin öğe arasında anlam söyleşmesine girerek bilgi boşluklarını
çözdüklerini göstermektedir. İlk durum, faal dil normlarının kullanımının karmaşık bir
süreç olduğunu göstermektedir; böylelikle tüm katılımcılar için mevcut olan ortak bir
dilin (ilk dil) bulunduğu İngilizcenin öğretim dili olarak kullanıldığı iletişimin kurumsal
parmak izlerini ortaya çıkmaktadır. İkinci durumda, öğrenciler öğretmenin söz
sırasının ardından bilginin bir kısım analizini sunarak bilgi alanına epistemik
erişimlerini göstermektedir; bu durum (yanlış) anlama gösteri söz sıralarıyla
öğrencilerin sözcüklerin anlamlarını içselleştirme bağlamında açık bir eğilimin
olduğunu göstermektedir. Bu çalışma, İngilizcenin öğretim dili olarak kullanıldığı ve
iki dilli sınıflarda etkileşimsel gösteri dağarcığı ve öğrenci eylemliliği alanlarında
çeşitli çıkarımlar sunmaktadır. Ayrıca yabancı dil sınıflarında ilk dil kullanımına ilişkin
giderek artan araştırma sahasını da beslemektedir. Kısaca belirtmek gerekirse, bu
çalışma genel çerçevede konuşma çözümlemesi alanına, özelde ise İngilizcenin
öğretim dili olarak kullanıldığı etkileşimlerde öğrenci girişimleri konusuna katkı
sağlamaktadır. | tr_TR |
dc.contributor.department | Yabancı Diller Eğitimi | tr_TR |
dc.embargo.terms | Acik erisim | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2022-05-27T11:52:32Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |